KEMAL AKSEZGİN SOL REKLAM 1
ZÜMRÜT MOBİLYA
GÖZÜPEKTEL
KÖZZ TAVUK IZGARA
Mestanoğlu
japon iş makinaları
ALTIN SATIR
SAFİR KUYUMCULUK
Akhisar Çeşme Kasabı
ALGİ OTO ELEKTİRİK
SOL REKLAM BOŞ
Zeytinkent Sürücü Kursu
SU YOLCU LASTİK
Akhisar Metronom Radyo İstek Hattı
Akhisar Nöbetçi Eczaneler
Akhisar Sezgin Ticaret
SAĞLAM SÜRÜCÜ KURSU
Akhisar Metronom Haber
Akhisar Motorcu Tonton
SOYDEMİR GRUP
OTO KAR SAĞ TARAF
ÇAĞDAŞ SÜRÜCÜ KURSU
LİSECAM
Akhisar Louka Döner

Sağlık

Kulak Çınlamasından Korkmayın !

Kulak Çınlamasından Korkmayın !

1 Mart 2012 Saat: 11:19
Kulak Çınlamasından Korkmayın !
Kulak Çınlamasından Korkmayın !
DAYIOĞLU KASABI

 


 

Sadece Türkiye’de 20 milyona yakın kişi kulak çınlaması sorunlarına sahipken kullanılan modern teknikler ile bu sorunlar önlenebilmekte.

 

Konuyla ilgili olarak Özel Akhisar Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Gökhan Karadağ yaptığı açıklamada, kulak çınlamasının herkeste olabileceğini ve tedavisinin mümkün olduğunu söyledi. Türkiye’de yaklaşık olarak 20 milyona yakın insanın bu sorunu yaşadığına vurgu yapan Karadağ, kulak çınlaması yaşayan hastaya, “Alışman lazım, bu ses seninle mezara kadar devam eder, yapabilecek bir şey yok” denmemesi gerektiğini belirterek; “ Var olmayan bir sesin algılanmasına çınlama(tinnitus) adı verilir. Bu ses hasta tarafından çok farklı karakterlerde tarif edilebilir ancak sesin karakteri ne olursa olsun çınlama olarak adlandırılmaktadır.

 

Bununla birlikte çeşitli psikiyatrik rahatsızlıklarda karşılaşılan insan sesleri ve konuşmalar duyulması gibi problemlerden ayırt edilmelidir. Çınlama genelde bir işitme kaybına eşlik eder. Çınlama sesinin asıl kaynağı olan noktayı tam olarak saptamak zor olmak ile birlikte işitme yollarında yer alan sinir hücrelerinin işitme kaybı sonucu bir elektriksel aktivite ürettikleri ve bunun beyin tarafından çınlama sesi olarak algılandığı düşünülmektedir.” dedi.

 

ÇINLAMANIN SEBEBLERİ VAR

Kulakta meydana gelen çınlamanın çeşitli sebepleri olduğunu kaydeden Karadağ konuşmasını söyle sürdürdü; “ İşitme azlığına yola açabilecek her problem çınlamaya yol açabilir. Kulak yolunu tıkayan kulak kiri, dış kulak yolu ve orta kulak iltihabı, kulağın yüksek sese maruz kalması, kulağa zararlı bazı antibiyotikler ve uzun süre aspirin alımı, kulak ve kafa travmaları, otoskleroz ve Meniere hastalığı gibi bazı iç kulak hastalıkları, çene eklemi bozuklukları, yüksek tansiyon, damar sertliği, iç kulak ve beyin sapı tümörleri ve pek çok farklı sebep çınlamaya yol açabilir. Nüfusun yaklaşık yüzde 20 sinde çınlamaya rastlamak olasıdır.

Sessiz ortam ve günlük uğraşıların az olması çınlama algılamasını artırmaktadır. Hiç ses geçirmeyen kabinlerde yapılan çalışmalarda, tamamen sağlıklı genç insanların çok aşırı sessiz bir ortamda yüzde 95 oranında çınlama algıladıkları (sessizliğin sesi) ortaya konmuştur. Bu nedenle çınlama sesinin aslında hepimizin kulağında var olduğu ancak bazı rahatsızlıklar sonucu algılanabilir düzeye çıktığını düşünmek olasıdır.”

 

ÇINLAMA ZARAR VERMEZ AMA ÇINLAMAYI OLUŞTURAN ETKEN ZAZAR VEREBİLİR


Kulak çınlamasının kişiye doğrudan zarar vermediğini anımsatan Dr. Karadağ, çınlamanın bir hastalık olmadığını fakat çınlamayı oluşturan etkenin kişiye zarar verebileceğini ifade ederek şöyle devam etti:

“ Çınlamanın kendisi bir hastalık değildir, bir belirtidir. Çınlamanın kişiye doğrudan bir zararı olmaz ancak çınlamayı oluşturan sebep zarar verici olabilir. Bu nedenle her çınlama hastası araştırılarak sebep ortaya konmaya çalışılmalıdır. Bazı kişilerde çınlama sebebi ne olursa olsun çok ciddi psikolojik etkilere yol açar. Bunların arasında depresyon, anksiyete, dikkat bozukluğu, uyku problemleri ve intiharı sayabiliriz. Bu durumda çınlamanın bir zararından söz etmek olasıdır. Her çınlama tümüyle ortadan kaldırılamasa da her hastaya yardım etmek mümkündür. Çınlama hastasına yapılabilecek en büyük kötülük, hastaya ‘alışman lazım, bu ses seninle mezara kadar devam eder, yapabilecek bir şey yok’ gibi ifadeler kullanarak zaten tedirginlik ve korku içinde olan hastayı daha da endişeye sürüklemektir. Her hasta için hastayı daha iyi duruma getirecek, çınlama ile baş etmelerini sağlayacak tedavi yöntemleri vardır. Çınlaması olan bir hastada ilk yapılması gereken şey ayrıntılı bir tıbbi hikaye alımı, muayene ve tetkikler ile çınlamanın sebebinin ortaya konulmasıdır. Bu şekilde yukarıda sayılan çınlamaya yol açabilecek hastalıkların olup olmadığı araştırılmış olur. Bu inceleme sırasında hekiminiz işitme testi (odyogram)ve kulak basınçlarına yönelik testler (timpanogram) isteyecektir.

 

Bunun yanında bazı başka kulak ile ilgili testler de istenebilir; iç kulak tüylü hücre fonksiyonlarını ölçen otoakustik emisyon, iç kulak basınç artışı varlığını araştıran kohleografi, işitme siniri ve beyin sapındaki işitme ile ilgili elektriksel dalgaları ölçen ERA testi, denge sistemini araştıran nistagmografi gibi. Bunların yanında kulak yapılarını görüntülemek için bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme MRI istenebilir. Hastanın çınlamasını açıklayacak bir problem saptanabilir ise bu rahatsızlığın tedavisine yönlenilir. Bu şekilde çınlamanın azalması veya kaybolması söz konusu olabilir. Çınlamanın sebebine göre bu tedavi kulak yolundaki kirin veya yabancı cismin çıkarılması, ilaç etkileşiminde zararlı olan ilacın kesilmesi, gürültüden etkilenmede gürültüden kaçınılması gibi basit önlemler yanında, kulak iltihabının veya orta kulak boşluğundaki sıvının tedavisi, kulak zarındaki deliğin cerrahi olarak onarımı, kulak kemiği içinde yer alan iltihabın cerrahi olarak temizlenmesi, otoskleroz hastalığında hastalıklı işitme kemikçiğinin protez ile değiştirilmesi, işitme siniri tümörlerinde cerrahi veya radyoterapi ile tedavi gibi daha kapsamlı tedaviler olabilir. Bir grup hastada tedavi edilecek bir sebep bulunamasa da işitme kaybı tespit edilebilir. Bu hastalar işitme cihazı ile rehabilite edilirlerse hem işitme kayıpları düzeltilmiş olur hem de çınlamaları fayda görür. Bir diğer grup hasta da ise tedavi edilebilecek bir problem olmadığı gibi düzeltilecek bir işitme kaybı da yoktur. Bu hastalara iç kulak kan dolaşımını artıracak bazı ilaçlar verilebilir. Bunu yanında pek çok farklı etken madde içeren ilaç çınlama hastalarında denenmiştir. Ancak hiç bir ilacın yüzde 50 yi geçen bir etkinliği yoktur.”

 

ÇINLAMA TEDAVİ EDİLEBİLİR

Çınlamanın tedavi edilebileceğini vurgulayan Dr.Karadağ konuşmasını şöyle sürdürdü; “ Çınlama insan vücudunda bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde bir gerginlik ve stres yaratır. Vücut gerginliğini ve kas stresini azaltmayı hastaya öğreten cihazlar ile çınlama hastalarına yardımcı olunabilir. Tinitus Retraining Therapy (TRT) isimli bir teknik ile de çınlama hastası çınlamayı bilinçaltında sağlığına bir tehlike olarak algılamamayı öğrenebilir ve çınlamaya karşı kendini yeniden şartlandırabilir. Pek çok çınlama hastası çınlama sesini sağlıklarına karşı bir tehdit olarak algılarlar, ciddi bir rahatsızlığın belirtisi olarak görürler, bu da zaman içerisinde çınlama sesinin giderek artmış olarak algılanmasına yol açar. TRT bu kısır döngüyü bozarak hastanın çınlama sesi ile baş etmesini ve bir süre sonra sesin daha düşük olarak algılanmasını sağlar. Çınlama ancak çınlamayı oluşturan sebep tam olarak tespit edilir ve ortadan kaldırılırsa tedavi ile geçebilir. Bunun dışındaki hastalarda çınlamanın sağlığa bir tehdit oluşturmadığı gösterilir ve hastanın endişesi ortadan kaldırılırsa hasta bir süre sonra çınlamayı algılamamaya başlayacaktır. Çınlama tedavi edilmesi gereken bir hastalık değildir. Hastayı rahatsız etmediği sürece de tedavi edilmesi gerekmez. Çınlaması olan hasta uygun bir merkezde gerekli muayene ve tetkiklerini yaptırarak çınlamasının düşük bir olasılıkla da endişe verici bir hastalık kökenli olmadığından emin olmalıdır.

 

ÖNERİLER


Bu hastalar sessiz ortamda kalmaktan kaçınmalıdır. Sessizlikte dış ortamdan gelen sesler azalacağı için beyin iç sesleri dinlemeye başlar. Gece yatağa yatılınca veya sabah uyanınca etraf daha sessiz iken açılan hafif bir müzik sesi çoğu hastanın çınlamasını baskılayacak ve rahatsızlık verici olmasını engelleyecektir.

 

 

Bunun dışında genel sağlık kurallarına dikkat edilmesi, yüksek tansiyon, kan yağlarının yüksekliği, şeker hastalığı gibi hastalıklar mevcut ise bu hastalıklarının gerektirdiği tedaviler ve diyet gibi önlemlere uyulması kulak sağlığı açısından da çok önemlidir.”

 

 

Bazen tinitusun semptomları zaman içerisinde iyileşir. İyileşme sadece fiziksel değişikliklerin sonucu değildir; çünkü kulaklarınızda meydana gelen her türlü hasar kalıcıdır ve geri dönülemez. Bunun yerine, birçok insan semptomları azaltmak için ayarlamalar yapmayı öğrenmektedir.



Gürültünün şiddetini azaltmak ve buna olan direncinizi artırmak için şu teknikleri deneyin:


* Olası tahrik edicilerden kaçının. Tinitus; yüksek sesler, nikotin, kafein, kinin içeren maden suyu (sıtmayı tedavi etmek için kullanılan maddenin aynısı), alkol ve aşırı dozda aspirin nedeniyle daha da kötü hale gelebilir. Nikotin ve kafein kan damarlarınızı sıkıştırarak, damarlarınız ve atardamarlarınız içerisinden olan kan akışı hızını artırır. Alkol, kanınızın kuvvetini, özellikle iç kulak bölgesinde daha fazla kan akışına neden olarak artırır.



* Gürültüyü perdeleyin. Sakin bir ortamda, bir vantilatör, hafif bir müzik ve kısık seste dinlenen radyo, tinitustan kaynaklanan sesin örtülmesine yardımcı olabilir. Bazı insanlarda, hoş bir ses çıkaran işitmeye yardımcı cihazlara benzer aygıtlar olan tinitus gizleyicileri işe yarayabilir.



* İşitme yardımcı cihazı takın. Eğer tinitusa işitme kaybı eşlik ediyorsa, işitmeye yardımcı cihazlar dışarıdan gelen sesleri çoğaltarak, tinitusun gürültüsünü daha az belirgin hale getirebilir.



* Stresi kontrol altına alın. Stres, tinitusu daha kötü kılabilir. İster rahatlama terapisi, ister biyo-geribildirim, isterse egzersiz aracılığı ile olsun, stres yönetimi biraz rahatlama sağlayabilir.

-----

-----


 

Metronom Haber Ajansı - MHA Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız