Mekke’nin Fethi Gecesi Yoğun İlgi Gördü
Anadolu Gençlik Derneği Akhisar Şubesinin organize ettiği, Mekke’nin Fethi’nin 1383. yılı nedeniyle, Akhisar Belediyesi Bülent Ciğeroğlu Kültür salonunda program düzenlendi. Mekke’nin Fethi’nin 1383. yılı nedeniyle sunuculuğunu Doğukan Konuşkan’ın yaptığı program Samet Deniz’in Kur’an tilavetiyle Başladı. Gecenin açılışında konuşan Akhisar Anadolu Gençlik Dergi Temsilciliği Başkanı Metin Toktaş şöyle dedi, “Akhisar Anadolu Gençlik Dergi Temsilciliğinin, düzenlemiş olduğu Mekke’nin Fethini Anma Programına hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Yolların ve Yönlerin karmaşasına konulan noktanın adı, Mekke. Mekke, Tüm renklere ve dillere konulan noktanın adı Mekke, Tüm cemaat ve cemiyetlerin, yerini Ümmet olma Şuuruna bıraktığı noktanın adı.
Tevhidin, Bir olmanın, Birlik olmanın Merkezi Ve Vahyin kalbi MekkeEfendim, Hamd ve İbadet Allah’a , salat ve selam, kainatın efendisine, hürmet ve muhabbet şehrin farklı noktalarından çağrımıza uyarak, programımıza katılan siz kıymetli misafirlerimizin üzerine olsun Bu gece Mekke’nin Fethinin 1383. yıl Dönümünü kutlamaktayız. Bildiğiniz gibi, yeryüzünde Allah’a ibadet için yapılan ilk bina olan Kâbe’nin bulunduğu şehir Mekke, 1 Ocak 630 tarihinde fethedilmiştir. Anadolu Gençlik Derneğimiz öncülüğünde, geleneksel olarak düzenlenen fetih kutlamaları bu yıl da hem ülkemiz genelinde birçok il ve ilçede, hem de yurt dışında eş zamanlı olarak salon programları ile kutlanmaktadır. Fetih; kelime olarak ‘’açmak’’ demektir. Kalplerin ve yolların tevhide açılması.. demektir.
Fetih, asla işgal değildir. Fetih, insanların inanç ve düşüncelerinin zorla değiştirilmesi de değildir. Fetih, Selamet dini olan islam’ın, bütün insanlığa ulaştırılması ve insanlar arasında adaletin tesis edilmesi hamlesidir. Bu çerçevede, ülkelerin çeşitli zenginliklerini ele geçirmek için savaşanların, Fetih ruhunu anlayabilmeleri mümkün değildir. Batıdaki ; ” Bir Damla petrol, bir damla kandan daha değerlidir.” mantığı, ancak işgal eder, yakar ve yıkar. Biz Anadolu Gençlik camiası olarak ,bir insanı haksız yere öldürmenin , bütün insanları öldürmek gibi olduğu inancına sahibiz. Yine batıdaki; ” İnsan insanın kurdudur ” mantığı Fetih ile işgali, asla ayırt edemez. Kıymetli misafirlerimiz, işte bu anlayış farkından dolayı , Bugün Ortadoğu ülkeleri ve Doğu Türkistan başta olmak üzere İslam coğrafyası, kasaplık koyunlar gibi doğranmakta ve ülkemizde dahil olmak üzere zenginliklerimiz, maden ve petrol kaynaklarımız Avrupalı yamyamlarca gasp edilmektedir. Böyle bir dünyada, yeni fetihlere ihtiyaç vardır. Bu Fetih, ümmet olma şuuru köreltilmiş, cemaatler halinde bölünerek , birbirine düşürülmüş ve birbirine kırdırılan Müslüman ülke halklarının eskiden olduğu gibi yeniden, bir çatı altında birleşerek yüreklerde merhamete ve adalete giden yolları açmasıyla mümkün olacaktır. Tarihe, Yüzyıl savaşları olarak geçen, Fransa ile İngiltere gibi iki Avrupa ülkesi arasında devam eden savaşlardan yaklaşık 300 yıl sonra tekrar alevlenip, Almanya ve Fransa’nın, İngiltere ile yine Almanya’nın, uzun yıllar boyunca birbirleriyle savaştıktan sonra Avrupa birliği çatısı altında birleşebildiği gibi,yine bugün birbirine husumet besleyen, birbirine düşürülerek kırdırılan Müslüman ülke halkları, Ümmet olma şuuruyla, İslam birliğini oluşturmaları, Avrupa birliğini kurmaktan ve bu birliğine girmek için sarfedilen çabalardan daha kolay olacaktır Yılbaşı eğlenceleri ile toplumsal çürümüşlüğün, ve duyarsızlığın tavan yaptığı bir zaman diliminde ,Anadolu Gençlik erlerinin Mekke’nin Fethini kutlamaları, bu bakımdan, asil bir duruşun göstergesidir. Bu gün önümüzde imanı, şuuru, ahlakı çalınmış, cesedinden ve nefsi arzularından başka bir şeyi kalmamış bir gençlik görüyorsak, bunun sebebinin, batı etkisiyle gerçekleştirilen, ruh ve düşünce işgali olduğunu bilmek zorundayız.
Kıymetli misafirlerimiz; Gençliğin ve tüm toplumun huzuru ve mutluluğu ancak Kur’an’a ve Allah’ın Rasulüne, bir pergelin iğnesi gibi bağlı olmakla mümkün olacaktır . Bizler bunu yaşamaya, yaşatmaya ve anlatmaya çalışıyoruz. Hayatın bir oyun ve eğlenceden ibaret olmadığını hatırlatıyor, “Çocuklarımızın ayaklarına batan dikenlerin, ya kendi ellerimizle ektiklerimiz ya da başkalarının ektiklerini sökmediklerimiz olduğunu ” ifade ediyoruz. Programımızın, yüreklerimizi ve akıllarımızı Fethetmesini ümit ediyor, hayatın iman ve bu yolda gayret göstermek olduğunu hatırlatıyoruz”dedi.Konuşmanın ardından küçük Sena Toktaş “Üçüncüsü Yok” Sude Akkuş ise “Secdeden Gayrı” adlı şiirlerini okudu. Şair Yusuf Özcan ‘ın şiirlerinden sonra Milli gazete yazarı Şakir Tarımda kısa bir konuşma yaptı. Ahmet Aksoy’un yönetimindeki birbirinden diğerli ezgilerden sonra konuşmacılara ve şiir okuyanlara birer plaket verildi.