KEMAL AKSEZGİN SOL REKLAM 1
Zümrüt MobilyaYamaçlar Yapı
GÖZÜPEKTEL
ÖZKAYMAK PAZAR
Mestanoğlu
japon iş makinaları
ALTIN SATIR
SAFİR KUYUMCULUK
Boş Reklam Alanı
ALGİ OTO ELEKTİRİK
HASCANLAR
Zeytinkent Sürücü Kursu
AKM
Akhisar Metronom Radyo İstek Hattı
Akhisar Nöbetçi Eczaneler
Akhisar Sezgin Ticaret
SAĞLAM SÜRÜCÜ KURSU
Akhisar Metronom Haber
Akhisar aktel
SOYDEMİR GRUP
OTO KAR SAĞ TARAF
ÇAĞDAŞ SÜRÜCÜ KURSU
KOLAY GIDA

Güncel

Thyateira Kazısı’nda Önemli Buluntulara Ulaşıldı

Thyateira Kazısı’nda Önemli Buluntulara Ulaşıldı

19 Kasım 2013 Saat: 16:25
Thyateira Kazısı’nda Önemli Buluntulara Ulaşıldı
Thyateira Kazısı’nda Önemli Buluntulara Ulaşıldı
DAYIOĞLU KASABI

Adnan Menderes Üniversitesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı adına Prof.Dr.Engin Akdeniz başkanlığında bir ekip tarafından Bakanlık Temsilcisi İstanbul Türbeler Müzesi Müdürlüğü Uzmanı Ali Ziyrek’in gözetiminde sürdürülen Thyateira kazılarında önemli sonuçlara ulaşıldı.

19 Eylül tarihinde Kazı Başkanlığını ziyaret eden Belediye Başkanımıza bilgi veren Prof.Dr.Engin Akdeniz, 22 Temmuz’da başlayan 2013 yılı kazı sezonunda günümüz yürüme düzleminden yaklaşık 7,5 metre derinlikte İlk Tunç Çağı’ndan başlayıp Geç Antik Çağ’a kadar uzanan dönemlere ilişkin buluntulara rastlandığını anlattı. “Hastane Höyüğü ile Tepe Mezarlığı ören yerinde sürdürülen çalışmalarda M.Ö. 3200-3000 yılları arasından (İlk Tunç Çağı I) başlamak üzere sonraki dönemlere de tarihlenebilecek verilere höyüğün güneybatı kesimindeki L28 ve M28 açmalarında ulaşıldı. Buradaki kazılarda yangın tabakası içerisinde yoğun seramik parçalarının yanı sıra bir idol, çakmaktaşından bıçaklar ve ağırşaklar ele geçti. Hastane Höyüğü’nün merkezindeki F33 plankaresinde ise antik ve geç antik devire ilişkin verilere ulaşılmıştır. İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nden Fethi Ahmet Yüksel başkanlığındaki Jeofizik çalışmalarının arkeoloji ekibi tarafından araziye uygulanması sonucunda ise Roma dönemine tarihlenen bir yapının kalıntıları açığa çıkarıldı” dedi.

Ekip üyesi Uzman Dr.Aydın Erön’ün verdiği bilgilere göre açığa çıkarılan yapı, genel olarak höyüğün bu bölümünün üzerinde İon düzeninde anıtsal bir yapının varlığını kanıtlar niteliktedir. Bunlar arasında lotus çiçeği ile açık ve kapalı palmet motiflerinin yer aldığı sima parçaları, sütun parçaları, sütun başlığı parçaları dikkati çekmektedir.

Bu kalıntılardan sonra açmada atnalı formunda bir yapıya rastlanmıştır. Doğu-batı doğrultulu yapının kuzey-güney yönündeki kısa kenarın batıya doğru devam ettiği saptanmıştır. Olasılıkla yerel bir taş malzemeden oluşturulan zemin bloğunun üzerinde, mermerden stylobate ve toichobate bölümlerine yer verilmiştir. Kısa kenarın 2.30 m. genişliğindeki stylobate bölümünün üzerinde yine aynı genişlikteki toichobate bloğu yer alır. Toplam 87 cm. yüksekliğindeki toichobate bölümünün stylobate ile birleştiği kısımda balık pulu motiflerine yer verilmiştir.

F33 açmasının kuzey sınırı ile duvarın kuzey yüzü birleştiği için bu bölümde duvarın durumu saptanamamıştır. Fakat duvarın güney bölümü yapının durumu hakkında önemli bilgiler vermektedir. Doğu-batı doğrultusunda uzanan duvarın zemin bloklarının açmanın batı sınırına kadar devam ettiği ortaya çıkarılmıştır. Şu ana kadar 5.55 m. uzunluğa kadar olan bölümü ortaya çıkarılan zemin blokları olasılıkla yerel bir taştan yapılmıştır. Zemin bloklarının hemen üzerinde yer alan mermer stylobate blokları ise kısmen korunmuştur.  Stylobate bölümünün üzerinde, blokların birbirine bağlanmasını saplayan kenet yuvaları görülmektedir. Kenet yuvalarının içerisinde yer alması gereken kurşun kenetler olasılıkla yine Geç Antik Çağ içerisinde yerlerinden sökülmüştür. Duvarın doğu bölümünde yer alan toichobate bezemelerinin devamı bu bölümde de saptanmıştır. Açma içerisinde kırık parçalar halinde çok sayıda toichobate parçasının bulunması yapının bu bölümünün de tahrip edildiğini kanıtlamaktadır.

Altarın (?) kısa kenarı olduğu düşünülen bu alanda blokların orta bölümü yine olasılıkla Geç Antik Çağ içerisinde keski vb. aletler yardımıyla oyulmuştur. İçi oyulan bu alanın ne amaçla yapıldığı henüz tespit edilememiştir. Genel bezeme özellikleri itibariyle çok kaliteli işçilik gösteren anıtsal boyutlardaki yapının inşa tarihini saptamamıza olanak sağlayacak buluntular henüz saptanamamıştır. Fakat bezemelerin inceliği ve matkap kullanımının saptanamaması yapının çok da geç bir tarihte yapılmadığını olasılıkla Roma’nın Erken İmparatorluk Dönemi ile Hadrianus Dönemi arasında inşa edilmiş olabileceğini düşündürmektedir.

Çevre düzenlemesi çalışmalarının da yapıldığı kazı sahasından Tepe Mezarlığı ören yerinde yıpranan bilgilendirme panolarının değiştirilmesi ve turistlerin belirli bir düzen içerisinde dolaşmalarının sağlanması maksadıyla kazı başkanlığı tarafından İzmir Kültür Varlıkları’nı Koruma Kurulu’na yapılan başvuru kabul edilmiş olup yıl sonuna kadar söz konusu işlemlerinin bitirilmesi planlanmakta.

Belediye Başkanı Salih Hızlı ve Başkan Yardımcısı Ömer İşçi ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nadir Güven’e yardımlarından ötürü teşekkür eden Prof.Dr.Engin Akdeniz daha sonra kazı evinde kazıda çıkarılan buluntular, kazının bundan sonraki planlaması, Thyateira’nın arkeoloji bilimindeki yeri ve kazının internet sitesi olan thyateirakazisi.com hakkında konuklara bilgi verdi. Bilindiği üzere Thyateira Kazısı, 2011 yılında Akhisar Belediyesi ile Adnan Menderes Üniversitesi Rektörlüğü arasında imzalanan protokole dayanan başvurunun Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kabul edilmesinin ardından Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararla 2011 yılından itibaren Türkiye’nin çeşitli üniversiteleri ve araştırma merkezlerinden arkeoloji, jeofizik, mimari, seramik, arkeozooloji, epigrafi, restorasyon, konservasyon, sanat tarihi ve antropoloji gibi farklı disiplinlerden oluşan uzmanların ve öğrencilerin katılımıyla devam ettirilmekte.